Kardiyoloji

Omurganın farklı bölümlerinin osteokondrozunda aritmi

Aritmi gelişimi osteokondroz ile nasıl ilişkilidir?

Osteokondroz, omurganın en yaygın dejeneratif hastalıklarından biridir. Vücut üzerindeki etkisi, etkilediği bölüm tarafından yeniden tanımlanır. Örneğin, özellikle torasik ve servikal osteokondrozlu bireylerde otonom sinir sisteminin disfonksiyonu hipotansiyon, bradikardi ve aritmilere yol açabilir. Buna ek olarak derin ven trombozu ve koroner kalp hastalığı gelişebilir.

Çoğu zaman, aritminin osteokondrozun arka planına karşı ilerlemesi, vertebral arterin sıkışması, sinir köklerinin tahrişi, fıtık veya diskin çıkıntısı ile ilişkilidir.

Hastalar baş dönmesi ve hatta bilinç kaybının yanı sıra mide bulantısı, halsizlik ve bulanık görme ve artan kalp hızından şikayet edebilirler. Tedavi olmadan semptomlar ilerler ve durum kötüleşir.

Aritmi, hızını veya ritmini etkileyen kalbin bir arızasıdır. Aritmi, kalp atışını yönlendiren ve düzenleyen elektriksel uyarılar düzgün çalışmadığında ortaya çıkar. Bunları birkaç grupta birleştirebilirsiniz:

  • ritmin hızlanması (taşikardi);
  • yavaşlama (bradikardi);
  • erken kasılmalar (ekstrasistol);
  • kaotik veya tutarsız dürtü oluşumu (atriyal fibrilasyon).

İmpulsun konumuna bağlı olarak aritmiler sinüs olabilir veya olmayabilir.

Servikal osteokondrozun alevlenmesi ile aritmi

Servikal osteokondroz, hastanın boyunda rahatsızlık hissetmesine neden olmakla kalmaz, hareketi kısıtlar, aynı zamanda kardiyovasküler sistem dahil olmak üzere iç organların çalışmasını da etkiler. Bu göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı, kafada zonklama, iskemi, kardiyomiyopati, ekstrasistol, yüksek tansiyona yol açar. Bu semptom kompleksi, topluca "boyun sendromu" olarak bilinen "servikal anjina", "servikal aritmi", "servikal hipertansiyon" olarak adlandırılır.

Göğüs bölgesinde lezyon ve ritim bozuklukları

Torasik bölge, omurganın boyun altında kaburgalara bağlı olan bölgesidir. Omurlararası disklere sahip 12 omur gövdesinden oluşur. Disk bir yastık görevi görür ve aynı zamanda esneklik sağlar. Bir disk zamanla, yaşla veya travmayla aşınabilir. Daha sonra disk dejenere olur ve omur gövdeleri arasındaki boşluk azalır.

Torasik omurganın osteokondrozunda aritmi, üst veya orta sırt ve göğüste ağrı ile kendini gösterir. Disk ciddi şekilde hasar görürse, kemik mahmuzları oluşabilir ve torasik omurganın hareketini kısıtlayabilir. Mahmuzlar spinal kanalın daralmasına neden olabilir. Omurilikteki sıkışma artarsa, uzuvlarda uyuşma, karıncalanma ve olası zayıflıklara neden olabilir.

Teşhis ve tedavi

Hastalığın nedenini belirlemek, oldukça etkili tedaviye doğru ilk adımdır. Bunun için çeşitli yöntemler ve teknolojik yetenekler kullanılır, ancak çoğu zaman - X-ışını ve MRI, kalbin elektrokardiyografisi ve ekokardiyografisi.

İlk teşhis X-ışınları ile yapılır ve bir MRI bize dejenerasyonun derecesini gösterebilir.

Osteokondrozda aritmik kalp atışı, neden ortadan kaldırılarak tedavi edilmelidir. Kalpte yapısal değişiklikler henüz gerçekleşmediyse süreç tersine çevrilebilir. Yani, omurganın bozukluklarını düzeltmeye odaklanmanız gerekir.

Ağrıyı gidermek için steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar kullanın (örneğin, "Ibuprofen"). Buna ek olarak, ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilecek bir dizi ameliyatsız tedavi seçeneği vardır:

  • fizyoterapi ve egzersiz (Mackenzie jimnastiği, ultrason tedavisi);
  • omurganın çekişi (çekişi);
  • kayroplastik manipülasyon (eklem disfonksiyonunu azaltmak için);
  • osteopatik prosedürler;
  • motor rejiminin düzeltilmesi;
  • kas gevşeticiler;
  • enjeksiyonlar ve blokajlar.

Bazı durumlarda cerrahi tedavi uygulanır.

Sonuçlar

Osteokondroz, omuriliği etkileyen ve aritmilerin görünümü de dahil olmak üzere iç organların işleyişinde bir arızaya neden olabilen bir dejeneratif bozukluklar kompleksidir.

Çoğu hastada osteokondroz ameliyatsız tedavi edilir. Fiziksel terapistler, aerobik egzersizi (yürüme, bisiklete binme), sırtın kas çerçevesini güçlendirmeyi ve iskelet çekişini önerir. Anormal kemik yapıları ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi nörolojik semptomlar varsa ameliyat gerekebilir.

Her durumda, tedavi bireysel ve kapsamlı olmalıdır.